Günümüz dünyasında bireyin içinde bulunduğu sosyal yapı, artık yalnızca bir çevre değil, aynı zamanda bireyin değerlerini, düşünce yapısını ve davranış biçimlerini belirleyen güçlü bir sistem haline gelmiştir. Prof. Dr. Kürşat Şahin Yıldırımer’in kaleme aldığı "Aynadaki Suç – Toplumun Gözüyle Birey, Bireyin Gözüyle Toplum" adlı eseri, bu sistemin içindeki bireyin yerini sorgulayan derinlikli bir analiz sunuyor.

Kitap, yalnızca adli suçlara odaklanmakla kalmayıp, suç kavramını geniş bir yelpazede ele alarak bireyin psikolojik dünyası, sosyal çevresi ve kültürel kimliğiyle olan ilişkisini sorguluyor. Bu yönüyle, sadece hukuk ya da sosyoloji değil, aynı zamanda psikoloji ve kültürel çalışmalar alanında da önemli bir kaynak niteliği taşıyor.

Suçun Tanımı ve Değişen Anlamı
Eskiden suç, yalnızca yasaların belirlediği sınırlarda düşünülürdü. Ancak günümüzde bu tanım daha da genişlemiş durumda. Suç artık sadece adliye koridorlarında değil, okul kantinlerinde, ev içi ilişkilerde, dijital ortamda ya da iş yerindeki gündelik davranışlarda da karşımıza çıkıyor. Toplumsal dönüşümle birlikte suçun biçimi değişiyor. Suçun anlamı da bireyin yaşadığı çevreye ve yaşadığı ruhsal süreçlere bağlı olarak farklılaşıyor.

"Aynadaki Suç", bu değişimi anlamaya çalışıyor. Suçu sadece bir eylem olarak değil, bir sürecin sonucu, hatta bazen bir tepki, bir çığlık ya da bir protesto olarak ele alıyor. Bu yaklaşım, bireyin yaşadığı içsel çatışmaların dışa vurumu olarak suç kavramına yeni bir bakış açısı getiriyor.

Psikolojik Arka Plan ve Duygusal Boşluk
Yazar, bireyin suç davranışlarına yönelmesinde psikolojik etkenlerin rolünü açık bir şekilde ortaya koyuyor. Sevgisiz büyüyen bir çocuk, umudunu yitirmiş bir genç ya da duygularını bastırmak zorunda kalan bir yetişkinin yaşadığı travmalar, bir süre sonra dışa vuruma dönüşebilir. Bu dışavurum ise çoğu zaman toplumun kabul etmediği, hatta cezalandırdığı biçimlerde ortaya çıkabilir.

Bireyin bu noktaya gelmesinde sadece kişisel özellikleri değil, aynı zamanda çevresel etkenler, aile yapısı, eğitim sistemi ve toplumsal değerler de belirleyici rol oynar. Kitapta özellikle birey-toplum ilişkisi üzerinden bu etkenler detaylı bir şekilde irdelenmektedir.