25 Haziran'da İzmir ile başlayan ve halen pek çok ilimizde devam eden orman yangınlarında akciğerlerimiz yandı. On binlerce hektar alan küle dönüşmüş durumda. Biyolojik çeşitlilik de büyük zarar görüyor. 10 canımızı kaybettiğimiz Eskişehir yangınının acısı dinmeden yineleyen yangın haberleri, ülke gündeminde kor etkisi yaratıyor.
Dönemsel yangınlar, ormanlarımızın kaybının yanı sıra, erozyon, sel-taşkın ve hava kirliliği gibi çevresel afetlerin sayısında ve şiddetinde artışa neden olarak yerküremizin geleceği için büyük bir tehdit oluşturuyor. Avrupa Orman Yangını Bilgi Sistemi verilerine göre, 2021 yılında Akdeniz ülkeleri içinde en fazla orman alanı kaybı yaşayan ülke Türkiye. Ülke tarihindeki en büyük orman yangınlarının yaşandığı dönemin bilançosu çok ağır. Yaklaşık 150.000 hektar orman alanı yok oldu. Ülkemizin de içinde bulunduğu Akdeniz Havzası, dönemsel yangınlardan en çok etkilenen bölge. Bilim insanları iklim krizi sebebiyle ısınan dünyamızın, yangın tehdidi yüksek olan süreyi uzattığına dikkat çekiyor. Yüksek sıcaklık, düşük bağıl nem, şiddetli rüzgarlar gibi giderek sıklaşmaya başlayan olumsuz hava koşulları yangın riskini artırıyor.
Sabotajları ayrı bir değerlendirme ile ele alsak da, insan kaynaklı ihmalkarlık ve dikkatsizliğin, anız yakma gibi engelleyemediğimiz alışkanlıkların, önlem, bakım ve ekipman eksikliğinin de yangınların önemli sebepleri oldukları aşikar. Uzmanlar eğitim ve farkındalık projelerine ek olarak afet yönetimi ve afet lojistiğinin önemine de vurgu yapıyorlar.
Anız yakma pek çok ülkede orman yangınlarının önemli bir sebebi. Anız yakımı sonucunda karbondioksit, karbonmonoksit, azot oksitler gibi zararlı gazların salınımı gerçekleşiyor. Anızın tutuşturulmadan toprağa karıştırılması, biyoyakıt üretiminde biyokütle olarak kullanılması, enerji santrallerinde yakılması veya kereste ve kağıt endüstrilerine dahil edilmesi, yakmaya karşı önerilen alternatifler. Anız yakma, T.C. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı tarafından yasaklanmış olsa da bazı bölgelerde maalesef halen devam ediyor.
Küresel iklim krizinin kilit noktası: Karbon Emisyonu
Karbon emisyonunun son yıllarda ciddi oranda artış göstermesinde ormansızlaşmanın da ciddi etkisi var. Artan sıcaklar orman yangınına, yangınlar orman kaybına, ormansızlaşma da sıcaklığın artmasına neden oluyor. Binlerce ton, is ve kurumun atmosfere yayılması da yine atmosferin dengesini bozuyor.
Orman yangınlarının önemli bir çevre sorunu olduğunun altını çizen Eko Fuarcılık Fuarlar Müdürü Namık Sarıgöl, "Karbon-nötr bir geleceğe ulaşmak için çevre teknolojilerinin önemini en kuvvetli şekilde idrak etmeliyiz. Sera gazı emisyonlarını azaltıp doğal karbon yutaklarının zarar görmesinin önüne geçmek ne kadar uzun sürerse, karşı karşıya kalacağımız iklim değişikliği etkileri de o kadar yıkıcı olacak. İklim krizine karşı etkin ve bütüncül bir mücadele yürütmemiz gerekiyor." şeklinde konuştu.
IFAT Eurasia'da "küresel iklim değişikliği ile mücadele" konulu konferanslar düzenlendi
"Mayıs 2025'te altıncısı düzenlenen Avrasya'nın en prestijli çevre teknolojileri fuarı IFAT Eurasia'nın konferans programında "Küresel iklim değişikliği ile mücadele ve atık yönetiminde uluslararası işbirliğinin güçlendirilmesi" başlıkları ele alındı. T.C. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı başta olmak üzere, ISWA, IREMCON, GWP etkinlikleri çözüm önerileri sundu. Uluslararası Katı Atık Birliği ISWA "Atıkları İklim Eylemine Dönüştürmek : AB CBAM Kapsamında Kaynak Yönetimi" sunumu ile iklim değişikliği ile mücadelede çevre teknolojilerinin buluşma noktası olduğunun altını çizdi.
e-ha
İklim Krizi Kırmızı Alarm Vermeye Devam Ediyor
25 Haziran'da İzmir ile başlayan ve halen pek çok ilimizde devam eden orman yangınlarında akciğerlerimiz yandı. On binlerce hektar alan küle dönüşmüş durumda. Biyolojik çeşitlilik de büyük zarar görüyor. 10 canımızı kaybettiğimiz Eskişehir yangınının acısı dinmeden yineleyen yangın haberleri, ülke gündeminde kor etkisi yaratıyor.

30 Temmuz 2025, Çarşamba - 21:19