Çerkezoğlu, “Kadına Yönelik Şiddete Karşı Mücadele ve Uluslararası Dayanışma Günü” dolayısıyla yaptığı açıklamada, Birleşmiş Milletlerin 1999’daki Genel Kurulu’nda alınan kararla her yıl Mirabel kardeşlerin öldürüldüğü gün olan 25 Kasım tarihinin “Kadına Yönelik Şiddete Karşı Mücadele ve Uluslararası Dayanışma Günü” olarak anıldığını anımsattı. Kadına yönelik şiddetin başlıca kaynağının eşitsizlik, ayrımcılık, cinsiyetçilik olduğunu vurgulayan Çerkezoğlu, şu ifadeleri kullandı:

“Bu nedenle kadına yönelik şiddet ile mücadele, aynı zamanda toplumsal cinsiyet eşitsizliğine ve bu eşitsizliği derinleştiren politikalara karşı mücadeledir. Toplumsal cinsiyet eşitsizliğini destekleyen, derinleştiren, normalleştiren her icraat ve söylem, kadına yönelik şiddetin önünü açmaktadır. Boşanmaları zorlaştıran, nafaka hakkını tartışmaya açan her girişim kadınlara şiddet karşısında suskunluğu dayatmaktadır. Kadına yönelik şiddete mazeret üretmeye çalışan yargı kararları da şiddeti desteklemektedir. Öte yanda çalışma hayatında kadına yönelik şiddet ve taciz evrensel bir sorundur. Dünyanın dört bir yanında, eşitsizliklere, ayrımcılığa, savaşa, baskılara ve şiddete karşı omuz omuza veren kadınlar, sadece kendi yaşamlarını değil dünyayı da değiştirmekte olan büyük ve umutlu bir mücadeleyi sürdürmektedir. Kelebekler olarak anılan Mirabel kız kardeşlerin anısı kadınların mücadelelerinde yaşamaktadır. Kadınlar yaşayacak, kelebekler kazanacak!”

e-Haber Ajansı (e-ha)