COVID-19’un küresel bir salgına dönüşmesi ile insanların evlerinde kalmaya başlamaları, elektronik ticaret hacminin de artmasına sebep oldu. Gündelik alışverişlerin yanı sıra, sağlık ve hijyen ürünleri, evden çalışmayı kolaylaştıran çeşitli bilişim ürünleri ve yapı kategorilerinde artış yaşanırken, yükselen tüketici talebi e-ticaret sitelerindeki eksikleri de göz önüne seriyor.

7/24 açık bir mağaza olmak, alışveriş için yeterli değil

Durumu değerlendiren Digital Exchange CEO’su Emrah Pamuk, “Tüketiciler sağlık endişeleriyle günlük tüketimlerini bile internet üzerinden karşılamaya başladılar. Bazı kategorilerde onlarca kat artan talepler görülüyor. Online alışveriş, her zaman açık bir mağazadan, neredeyse hiçbir çaba sarf etmeden ürün ve hizmet satın almayı sağlıyor. Ancak bu avantajlar, tüketicilerin alışveriş yapması için yeterli değil. Ürünler ve alışveriş süreci hakkında detaylı bilgi verebilmek, karşılaştırabilme imkânı sunmak, müşteriyi tanımak ve müşteri deneyimini iyileştirme çalışmaları yapmak, sürekli marka yatırımı yapmak gerekiyor. Bazı e-ticaret sitelerinin buna hazır olmadığını görüyoruz. Sunulan özellikler, teknik altyapı ve içerik anlamında bazı değişikliklerin yapılması gerekiyor ve buna hazır olanlar, salgın sonrası dönemde de büyümelerini sürdürebilecekler” dedi.

E-TİCARETTE BU HATALARI YAPMAYIN

Bir markanın her noktasına dokunabilen ve 360 derece hizmet veren Digital Exchange uzmanları, e-ticaret sitelerinin eksiklerini aşağıdaki şekilde sıralıyor.

Eksik ya da noksan ürün içeriği: Tüketiciler, tıpkı fiziksel mağazalarda olduğu gibi ürün hakkında bilgi sahibi olabilmek isterler. Bu hem alışveriş hem de karşılaştırabilme için önem taşır. Bir ürün sayfasını ziyaret edenlerin v’sı teknik özellikleri, q’i incelemeleri ve yorumları, f’sı ürün fotoğraflarını, ’ü ise ürün videolarını görmek istiyor1.

Ürün içeriğinin ayrılmaz bir parçası da görsellerdir. Ürünü farklı açılardan gösterebilen, renk seçeneklerini ortaya koyan fotoğrafların yanı sıra, ürün videosu ile kullanım bilgileri veya deneyimi anlatmak ürün sayfasını geliştirmeye yardımcı olur.

Yetersiz kargo ücret bilgisi: Ürün araştırmasını tamamlayan ve ürünü satın almaya karar veren kullanıcılarda en yüksek sepet terk oranı (U) beklenmeyen masraflar sebebiyle görülüyor2. Kargoyu göndereceğiniz firma kadar, maliyetini de net bir şekilde belirtmek, müşteri deneyimini olumsuz etkilememek adına önem taşıyor.

Stokta olmayan ürünlerin sitede göstermek: Satın almayı düşündüğü ürünlerden bir ya da daha fazlasının stokta olmadığını öğrenen tüketicilerin R’si alışveriş yapmaktan vazgeçiyor. Bu kişilerin sadece yüzde 17’si alışveriş için aynı mağazaya geri dönüyor3. Oysa gerçek zamanlı envanter takibi yapmak, bu sorunun önüne geçtiği gibi dönemsel planlamalar yapmayı ve kazanç projeksiyonunu da kolaylaştırıyor.

Filtreleme seçeneği sunmamak: E-ticaret sitelerinin sadece yüzde 16’sı başarılı bir filtreleme deneyimi sunuyor2. Kategorilere özel, ürün tiplerinin özelliklerine göre ayrım yapmayı kolaylaştıran filtreler bu alanda başarıyı artıyor. Sadece basit bir filtreleme seçeneği bile alışveriş dönüşümünü & artırabiliyor2.

Karmaşık ödeme sayfaları: İdeal bir ödeme uzun ve sıkıcı olmamalı, tüketici neyin nerede olduğunu sezebilmeli, güvenlik konusunda endişe hissetmemeli. Gereken UI/UX çalışması, yeterli bilgilendirme ve gereksiz aşamalardan arındırılmış bir ödeme sayfası ile sepet terk oranını 1 azaltmak mümkün4.