Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İstanbul’da düzenlenen İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) Sosyal İşler Bakanları Konferansı’na katılarak, bir konuşma yaptı. Dünya nüfusunun yaklaşık dörtte birini oluşturan Müslümanların, güçleriyle orantılı siyasi etkiye, ekonomik, sosyal ve kültürel gelişmişlik düzeyine sahip olmadığını belirten Erdoğan, insanlığın bugünkü gelişmişlik seviyesinin temellerinin İslam coğrafyasında atılmış olmasına rağmen, Müslümanların günümüzde yaşadığı sıkıntıların sebeplerinin iyi düşünülmesi, analiz edilmesi ve çözüm yolları üretmeleri gerektiğini kaydetti. İslam medeniyetini hak ettiği yere çıkarmanın sorumluluğunun yine Müslümanlara düştüğünü ifade eden Erdoğan, “İslam İşbirliği Teşkilatı, nüfusları Müslümanlardan oluşan tüm ülkeleri bir araya getiren bir yapı olması sebebiyle, bu konuda elimizdeki en önemli araçtır” dedi.
Erdoğan, İİT’nin beklentiyi karşılayacak bir çalışma düzenine ve etkinliğine kavuşamadığına dikkati çekerek, “Şayet İslam İşbirliği Teşkilatı’nı, tüm kurumları ve faaliyetleriyle, hayal ettiğimiz düzeye çıkartabilirsek, hep birlikte bu tür sıkıntıların üstesinden gelebileceğimize inanıyorum. Dünyada benzer dayanışma örneklerini sergileyen pek çok kuruluş vardır. Bizlerin de aynı başarıyı göstermemesi için hiçbir sebep göremiyorum” diye konuştu.
İslam İşbirliği Teşkilatı’nın kuruluşunun temelinde Kudüs davasının bulunduğunu anımsatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti:
“Maalesef, Kudüs’teki ve onun ayrılmaz bir parçası olan Filistin’deki durum, her geçen gün daha da kötüye gidiyor. İsrail’in hak, hukuk, adalet, insanlık tanımayan tavrı, bölgedeki krizi Müslümanlar aleyhine sürekli derinleştiriyor. Son dönemde kimi ülkelerin uluslararası hukuka aykırı bir şekilde Kudüs’ü İsrail’in başkenti olarak tanıması ve yasadışı yerleşimleri desteklemesi, sıkıntıları yeni bir boyuta taşıdı. Bugün artık sokaklarında masum genç kızların, babaların, annelerin, ihtiyarların, çocukların, gençlerin İsrail tarafından alenen infaz edildiği bir Filistin fotoğrafıyla karşı karşıyayız. Üstelik İsrail’in bu hoyratlığı, Batı ülkeleri ve büyük bir üzüntüyle belirtmek isterim ki kimi Arap devletleri tarafından adeta teşvik ediliyor. Türkiye olarak, Kudüs ve Filistin’deki zulüm konusunda dile getirdiğimiz itirazlarda, çoğu defa yalnız kaldığımızı hissediyoruz. Esasen son yıllarda maruz bırakıldığımız terör saldırılarının ve ekonomik sabotajların gerisindeki sebeplerden birinin de bu ilkeli duruşumuz olduğunun farkındayız. Ama bedeli ne olursa olsun, Hakk’ın, hakikatin ve mazlumun yanında yer almayı sürdüreceğiz.”
Türkiye olarak Kudüs davasından, Filistinlilerin haklarını savunmaktan ve tüm mazlumlarla dayanışma içinde olmaktan asla vazgeçmeyeceklerini vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Keşmir, Arakan ve Türkistan başta olmak üzere, pek çok yerde Müslümanlar aleyhine gelişmeler yaşandığına da dikkati çekti.
Batı ülkelerinde giderek yaygınlaşan İslam ve Müslüman düşmanlığının da bir başka önemli sorun olduğunun altını çizen Cumhurbaşkanı Erdoğan, son NATO Zirvesi’nde Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’a “İslami terör” ifadesini kullanmasının yanlış olduğunu söylediğini, Macron’un karşısında sustuğunu ancak sonra yine aynı ifadeyi kullandığını kaydetti.
e-Haber Ajansı (e-ha)