Osmaniye Anadolu Gençlik Derneği Şube Başkanı Alpaslan Yıldırım, İkinci Dünya Savaşının ardından geçen 74 yıla rağmen yeryüzünde barış ve adaletin tesis edilemediğini belirtti.
Yıldırım, yaptığı açıklamada, dünyanın birçok yerinde insan hakları ihlallerinin yaşandığını, temel hak ve özgürlüklerin hiçe sayıldığının görüldüğünü kaydetti.
Dünya siyasetine hak ve adaletin değil güç ve çıkarın yön verdiğine dikkat çeken Yıldırım, şunları kaydetti:
“Başta ABD olmak üzere teknolojik bakımdan güçlü olan ülkeler, çıkarlarını her türlü kutsalın üzerinde tutarak zayıf bırakılmış ülkeleri ve halkları ezmeye devam etmektedir. İnsan hakları, özgürlük ve demokrasi kavramlarını tüm dünyaya servis eden merkezler, kendi çıkarları söz konusu olduğunda, rahatlıkla, her türlü hukuksuzluğu, baskı, şiddet ve işkenceyi bir siyaset etme biçimi olarak görebilmektedirler. Başta ABD olmak üzere, emperyalist ülkeler, işgallerle, iç savaşlarla, şiddet ve korkuyla, zayıf bırakılmış ülkeler ve halklar üzerindeki baskı ve tahakkümlerini sürdürmektedir. Baskı ve şiddet politikalarının uygulayıcılarından biri de maalesef Çin’dir. Başta Türkiye olmak üzere İslam ülkeleriyle, Afrika Kıtasıyla yaptığı ticarete rağmen, Çin’in Doğu Türkistanlılara yönelik tavrı kabul edilebilir değildir.
Çin, 1949’dan bu zamana kontrolü altında bulundurduğu Doğu Türkistan’da Müslümanlara her türlü baskıyı uygulamaktadır. Yetmiş yıldır Çin kontrolü altında bulunan ve Türkiye’nin iki buçuk katı büyüklükte yüzölçümüne sahip olan Doğu Türkistan’da da Müslümanların durumu içler acısıdır. Çin yönetimin küresel ekonomik gücü ve boşluk bırakmayan bir diplomasi yürütmesi Doğu Türkistan’la ilgili sağlıklı bilgi akışının ve oradaki Müslümanlarla iletişimin önüne geçmektedir. Dünyanın hiçbir yerinde insanların temel haklardan mahrum bırakılarak sistematik baskılarla asimile edilmeye çalışılması kabul edilebilir değildir. Doğu Türkistanlı kardeşlerimizin birçok temel haktan mahrum bırakıldığına, inanç ve düşünce özgürlüklerinin kısıtlandığına, toplama kamplarında tecrit edilmiş bir yaşama zorlandığına, psikolojik ve fiziksel işkencelere maruz kaldıklarına dair haberler canımızı yakmaktadır.”
Yıldırım, Türkiye’nin Çin ile ticaretinin Doğu Türkistanlı kardeşlerimizin temel hak ve özgürlüklerinden daha değerli olmadığına dikkat çekti.
Yetkililerin, bu durumu Çin yönetimine en açık şekilde hissettirmeleri gerektiğini vurgulayan Yıldırım, şöyle devam etti: “İstediğimiz hakkın ve adaletin hâkim olduğu bir dünyadır. Biz bu coğrafyada hak ve adalet ekseninde tüm farklılıklarımızla birlikte barış içerisinde yaşamak istiyoruz. Biz bu coğrafyada Müslüman ya da gayrimüslim kimsenin saçının teline zarar gelmesin istiyoruz. Biz bu coğrafyada insanların hak ve hukukları gözetilmesi, kimseye ikinci sınıf muamele yapılmasın istiyoruz. ABD’nin Doğu Türkistan’a ilgisinin çıkarları gereği olduğunun farkındayız.
ABD ile stratejik ortaklık hiçbir İslam ülkesine fayda getirmez. İsrail ile birlikte hareket etmek hiçbir İslam ülkesine fayda getirmez. Mevcut dünya düzeninde İslam ülkeleri ve Müslüman halklar, ya ABD, İngiltere, İsrail safında yer alamaya ya da Rusya-Çin ikilisinden birine sığınmaya zorlanmaktadırlar. Dünyanın herhangi bir yerinde bir insanımızın haksızlığa uğramasını istemiyorsak bunun yolu İslam ülkelerinin hak ve adalet ekseninde güç birlikteliği yapmasından geçer“
E-haber Ajansı