Türkiye'nin zengin mutfak kültürü, hayır lokması geleneğinde de kendini gösterir ve bölgelere göre bazı tatlı farklılıkların ortaya çıkmasına neden olur. Her ne kadar temel mantık; mayalı hamurun kızartılıp şerbetlenmesi ve hayır amaçlı dağıtılması olsa da, lokmanın şeklinde, boyutunda ve hatta isminde yöresel izlere rastlamak mümkündür. Bu farklılıklar, geleneğin tekdüze olmadığını, aksine yaşayan ve yerel kültürlerle zenginleşen bir yapısı olduğunu gösterir.

En belirgin bölgesel farklılık, Ege Bölgesi, özellikle İzmir ile özdeşleşen lokma türüdür. "İzmir lokması" veya bazen "saray lokması" olarak da adlandırılan bu tür, genellikle ortası delik, simit şeklindedir. Daha küçük ve daha yoğun bir hamurdan yapıldığı için kızardığında daha çıtır bir dokuya sahip olur. İstanbul ve Marmara Bölgesi'nde yaygın olan lokma döktürme ise daha çok küre şeklinde, daha büyük, puf puf ve içi daha yumuşak olan lokmadır.

Bu farklılıkları en iyi bilen ve uygulayan, şüphesiz o bölgede hizmet veren tecrübeli lokmacı'dır. Usta bir lokmacı, sadece genel bir lokma tarifi bilmekle kalmaz, aynı zamanda hizmet verdiği yörenin halkının damak zevkini ve alışkanlıklarını da bilir. Sunum şeklinde bile küçük farklılıklar olabilir; örneğin bazı yörelerde lokma sade sunulurken, bazılarında üzerine tarçın serpmek bir adet haline gelmiştir.

Bölgesel farklılıklar ne olursa olsun, lokma dağıtımı'nın altında yatan paylaşma, dayanışma ve iyilik yapma ruhu asla değişmez. İster İzmir'in halka lokması, ister İstanbul'un küre lokması olsun, dağıtılan her bir lokma aynı samimi duayı ve aynı sıcak tebessümü hedefler. Bu çeşitlilik, kültürümüzün zenginliğinin en lezzetli kanıtıdır.